Kastamonu’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına yönelik mevzuat toplantısında konuşan İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Hasan Tekin, “Toplumsal dayanışma bütün kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir” dedi.

Kastamonu’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, mevzuat toplantısında buluştu. İl Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen mevzuat toplantısına K sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra, İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Hasan Tekin de katıldı. Programda konuşan İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Hasan Tekin, sivil toplum kuruluşlarının demokrasinin vazgeçilmezleri olduğunu ifade etti. Hasan Tekin, “Bilindiği üzere sivil toplum kuruluşları katılımcılığın çoğulculuk ve demokrasinin vazgeçilmezleri olarak toplumun duyarlılıklarını dile getiren kuruluşlarıdır. Bu sebeple ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının gelişmesi ve güçlenmesi hedef alınarak bugüne kadar birçok yasal ve idari adımlar atılmış ve düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Toplumsal dayanışma bütün kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir. Günümüzde toplumsal dayanışmayı önemsememek ya da toplumsal dayanışma olarak ortaya konan faaliyetlerde toplumun herhangi bir kesimini ya da kurumunu yok saymak toplumsal dayanışma değil toplumsal ayrışmadır. Öncelikle her birey her kesim her düşünce her kurum dayanışma içinde olan her kurum şeklinden çıkarıp kendinden kabul etmeli. Herkesi olduğu gibi değişime zorlamadan kabullenmelidir”dedi.

“Sivil toplum kuruluşlarının birlik ve beraberlikle toplumsal dayanışmaya katkısı çok önemlidir”
Sivil toplum kuruluşlarının birlik ve beraberlik içerisinde toplumsal dayanışmaya katkısının önemli olduğunu ifade eden Hasan Tekin, “Aynı safta bulunması gerekenler birey ya da kurum olarak birbirlerine rakip değil dost olarak görmedikçe birbirlerinin eksiğini görmeli yan yana olmayı kavramadıkça dayanışmada birlik ve beraberlikte sadece varılması gereken bir hedef olarak kalır. Dayanışma ruhu ile hareket eden birlik ve beraberliği sağlayan toplumlar giriştikleri her mücadelede sosyal, ekonomik, iktisadi, eğitim, kültür alanlarında kapımıza gelen her alanda başarıya ulaşmışlardır. Kendi tarihimizde de bunun birçok örneğine şahit olmaktayız. İşte bu noktada sivil toplum kuruluşlarının birlik ve beraberlikle toplumsal dayanışmaya katkısı çok önemlidir. Bu kuruluşlar sivil toplumun katılımcılığın çoğulculuk ve demokrasi ile toplumda birlik ve beraberliğin vazgeçilmez unsurlardır. Ayrıca sivil toplum kuruluşları faaliyetlerinin desteklenmesi kapasitelerinin geliştirilmesi, kamu ile olan ilişkilerinin artması ve karara alma mekanizmalarının aktif katılımının sağlanmasını destekleyen ve bu hedef doğrultusunda derneklerin işleyişlerini takip eden gelişmelere büyük önem veren genel müdürlüğümüz derneklerimizin sivil toplum kuruluşlarının gelişmesi, kamu olan ilişkilerinin artması için dernekler tarafından hazırlanan projeler ile desteklenmelidir” diye konuştu.
Toplantı daha sonra sunumların gösterimi ile devam etti.

Eski Devlet Bakanlarından Başesgioğlu, Kastamonu İl Genel Meclisi Başkanını Mehmet Kayıkçı ve il genel meclisi üyelerine ziyarette bulundu. Ziyarette konuşan Murat Başesgioğlu, Kastamonu tarih şuurunun yeni nesillere aktarılması gerektiğini ifade etti. Başesgioğlu, “Birincisi Kastamonu kültürel kimliğinin ihya edilmesi. Kastamonu tarih şuurunun yeni nesillere aktarılması meselesidir. 7 bin yıllık tarih bir tarih üzerinden oturuyoruz. Bunun güncellenmesi lazım. Bunun yeni nesillere aktarılması lazım. Bunu konuşacağız. Bunun da somutlaşmış iki projesi var. Birisi İnebolu’dan başlayan Polatlı’ya kadar giden bir İstiklal Yolu bu bizim Kastamonu kültürel kimliği bilincini simgeleyen bir kültür rotasıdır. Bir diğeri de Hanönü’nden başlayıp İstanbul’a kadar uzanan Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerinin çizmiş olduğu kültür rotasıdır. Bunların etrafını doldurmak bunların içini doldurmak Kastamonu’nun kültürel kimliğini kazanmasını ve yeni nesillere aktarılması konusunda fırsatlar taşıyacağına inanıyorum” dedi.

“Nüfusumuzun üçte birinin fazlası köy nüfusu”
Kastamonu nüfusunun üçte birinin köy nüfusu olduğunu belirten Başesgioğlu, “Bir diğer kalkınma konusu da kırsal kalkınma konusu. Kastamonu bildiğiniz gibi 20 ilçesi var. Bin elli beş köyü var. Üç bin altı yüz elliye yakın yerleşim yerimiz var. Ve hala nüfusumuzun yüz kırk bin civarında olan kırsal kesimi köyde yaşıyor. Nüfusumuzun üçte birinin fazlası köy nüfusu. Dolayısıyla bu kadar dağınık bir bölgenin idari yapılanmanın sürdürülebilir olduğuna inanmıyorum. Bu yıllardır hepimizin dile getirdiği bir konu mutlaka meclisimizde de Kastamonu orta ve uzun vadede dağınık yapılanmayı bir disipline etmek zorunda. Yani geçmişte köykentler, merkez köyleri gibi birçok proje gündeme geldi. Bunun artık ciddi bir şekilde konuşulması lazım” şeklinde konuştu.

“Dağınık yerleşim yerini birleştirecek bir projeye ihtiyaç var”
Murat Başesgioğlu,“Mesela 16 yıldan beri ben inceledim. Köydes projesinden ilimize gönderilen yaklaşık üç yüz altı trilyonluk bir meblağ var. Büyük bir para yani bu. Ama yol yapmak yetmiyor. Yolu her yıl korumak lazım. Bunun geri dönüşü az onun için bunu iyi hesap edip yani Kastamonu’da kırsal kalkınma konusunda bu dağınık yerleşim yerini birleştirecek bir projeye ihtiyaç var. Bu bilime dayanan bir şey arkadaşlarımızın rızasına dayanan bir şey bunları çok ince ince düşünüp projelendirmek lazım. Köylerimizde kimse kalmıyor. Bu şekilde giderse kimse kalmayacak. Ama bir toplulaştırma olursa orada ekonomik bir aktivite başlayacak dolayısıyla o insanları orada tutma imkanımız olacaktır diye düşüncelerim var” ifadelerini kullandı.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya geçirilen “Kapsayıcı Eğitim-Okul Yöneticilerinin Eğitimi” konulu seminer, Tosya’da Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve kurumların yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. İlk olarak okul ve kurum müdürlerini katılımı ile başlayan seminerin ikinci haftasında müdür yardımcıları ile devam etti. Son zamanlarda Türkiye’de misafir olan yabancı uyruklu öğrencilerin sayısının artırması sonucu harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı, bu tür seminerler vasıtasıyla her öğrenciyi eğitime katmak ve bu eğitimleri de en üst seviyede vermek için çalışmalarına başladı. Bunun sonucu olarak UNİCEF iş birliğiyle harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’deki bütün öğretmen ve yöneticileri seminerlere dahil ederek çalışmalarını hızlandırdı.

Yalova’da Esenköy Hizmet İçi Eğitim Enstitüsüne eğitim almak için giden Yavuz Selim İlkokulu Okul Müdürü Mehdi Toğrul, bir haftalık eğitmen eğitimi sonucunda bu semineri okul ve kurum müdürlerine uygulayarak dezavantajlı gruplardaki öğrencilerin eğitimlerinin daha üst düzeyde yapılması, bu gruplardaki dezavantajların daha asgari düzeylere çekilmesi konusunda bilgilendirmelerde bulundu.

Eğlenerek öğrenme metodu ile çıkılan yolda yöneticilere verilen eğitimlerin yöneticilerin işlerini biraz daha kolaylaştırması da ayrı bir kazanım olarak düşünülen seminerler, iki hafta boyunca Tosya’da devam etti. İlçedeki bütün öğretmenlerin de katılımının sağlanmasının planlandığı seminerlerin öğretmenlerin eğitim-öğretim hayatlarında da bir değişim olacağı ve yüksek derecede farkındalık oluşturulacağı düşünülüyor.