Connect with us

MANŞET

Unesco ödüllü babasının bıraktığı mesleği devam ettiriyor

Kastamonu’da UNESCO’dan “Yaşayan İnsan Hazinesi Kültürel Miras Taşıyıcısı” ödülü alan ve 5 yıl önce hayatını kaybeden ünlü sanatçıların saz Ustası Bekir Tekeli’nin oğlu olan Mehmet Tekeli, babasından kalan miras niteliğindeki mesleğini devam ettiriyor.

Kastamonu / Yaşam -

Unesco Ödüllü Babasının Bıraktığı Mesleği Devam Ettiriyor 2 gün önce
Kastamonu’da UNESCO’dan “Yaşayan İnsan Hazinesi Kültürel Miras Taşıyıcısı” ödülü alan ve 5 yıl önce hayatını kaybeden ünlü sanatçıların saz Ustası Bekir Tekeli’nin oğlu olan Mehmet Tekeli, babasından kalan miras niteliğindeki mesleğini devam ettiriyor.
Unesco Ödüllü Babasının Bıraktığı Mesleği Devam Ettiriyor, System.String[] Kastamonu’da UNESCO’dan “Yaşayan İnsan Hazinesi Kültürel Miras Taşıyıcısı” ödülü alan ve 5 yıl önce hayatını kaybeden ünlü sanatçıların saz Ustası Bekir Tekeli’nin oğlu olan Mehmet Tekeli, babasından kalan miras niteliğindeki mesleğini devam ettiriyor.

Dünyanın birçok ülkesinde bağlamaları çalınan, yaptığı bağlamalarla ünlü sanatçı Neşet Ertaş ile birlikte UNESCO’dan “Yaşayan İnsan Hazinesi Kültürel Miras Taşıyıcısı” ödülü alan ve 5 yıl önce vefat eden Bekir Tekeli’nin mesleğini, oğlu Mehmet Tekeli sürdürüyor. Kastamonu Eski Sanayi Sitesinde bulunan atölyesinde saz üretimi yapan Mehmet Tekeli, 1954 yılında amcası Ahmet Tekeli tarafından kurulan ve 1957 yılında mesleğe başlayan babası Bekir Tekeli ile devam eden saz üretimini yaşatmaya çalışıyor.

“Tekeli Sazları Türkiye’de, dünyada bilinen ve aranan hale gelmiştir”

Tekeli Sazlarının dünyada ve Türkiye’de tanındığını dile getiren saz ustası Mehmet Tekeli, “Tekeli Kardeşler aslında Türkiye’de birçok kişinin yapmak istediği ama yapamadığı işi yani marka oluşturma işini yapmışlardır. Üretim yapmak ve üretime devam ettirmek büyük bir iş. Yani 50 seneye yakındır Tekeli Sazları Türkiye’de, dünyada çalınıyor ve bilinen, aranan saz haline gelmiştir. Bundaki yegane sebep ilk önce bu işi sevmeleri ve bu işi yaparken kendilerini vermeleridir” dedi.

“Bacanın tütmesi için bu işe devam ediyorum”

Babasından gururla bahsettiğini anlatan Mehmet Tekeli, “Babam 2010 yılında UNESCO’nun verdiği ‘Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü’nü Neşet Ertaş ile birlikte almıştır. Bu Tekeli Kardeşler için büyük bir onur ve gururdur. Birçok ödül de almıştır. 2013 yılında babam vefat ettikten sonra ben de baca tütsün, bu iş devam etsin, Tekeli Kardeşlerin ismi yürüsün diye bu işe devam ediyorum. Bu bir kültürdür. Her şeyden önce yani Dede Korkut’tan beri bu devam eden bu kültürü yaşatmak bu yaşatmada bir katkım olması beni onurlandırmaktadır” diye kullandı.

“Kültürümüzü, örf, ananelerimize yaşatmak herkesin görevi olmalıdır”

Sazların tamamen el işi ile üretildiğini belirten Tekeli, “Sazlarımız tamamen el işidir. Yani oymasından son haline kadar biz eşiklerde boynuz kullanıyoruz. Tekeli Sazı, diğerlerinden bunun için ayrılmaktadır. Akustik ses verir bizim sazlarımız. Kastamonu için Türkiye için yani kültürümüzü, örf, ananelerimize yaşatmak herkesin görevi olmalıdır” şeklinde konuştu.

Mehmet Tekeli’den saz çalma konusunda destek aldığını söyleyen 16 yaşındaki lise öğrencisi de bağlamalarını tamir ettirerek güzel vakit geçirdiklerini dile getirdi. – KASTAMONU

Yorum yapmak için tıklayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

 

 

Facebook Yorumları

MANŞET

KASTAMONU’DA AK PARTİ – CHP ATIŞMASI

CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, geçtiğimiz günlerde Tahsin Babaş hakkında şehirde dolaşan bazı söylentilerin olduğunu ve Ak Parti’nin buna cevap vermesi gerektiğini ifade etmişti.

[apsl-login-lite login_text=’Social Connection’]

Erbilgin, Tahsin Babaş’ın Ak Parti içindeki siyasi rakiplerine “parası olan karşıma çıksın” dediğini ve seçim için 10-12 milyon lira bütçe ayırdığı yolunda söylenti çıktığını, bu söylentiler için Babaş’ın açıklama yapması gerektiğini belirtmişti.

Hikmet Erbilgin,“Sayın başkanın eğer böyle bir ifadesi olmuş ise, memurluktan ayrılan biri böyle bir seçim bütçesini nasıl oluşturmuş, siyaset etiği gereği açıklama yapmasını beklerim” ifadesini kullandı.

Erbilgin, Babaş’la ilgili bir diğer söylentinin de, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a  hediye ettiği konakla adaylığı garantilediği şeklinde olduğunu dile getirmişti. Erbilgin, iddialarına devam ederek,Söylenti üzerine inşa edecek siyasetimiz yok. Eğer kamuya ait bir mülk değilse kendi mülkiyetindeki konakları hediye edenlere sözümüz yok” diyerek açıklama beklediğini de ifade etmişti.

AK PARTİ’DE BAŞVURULAR BİTMEDEN BABAŞ’IN KESİN ADAYLIĞI AÇIKLANDI
Erbilgin, AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü’nün adaylık başvuruları sürerken Tahsin Babaş’ı Ak Parti’nin resmi adayı olarak açıklamasının bir nezaketsizlik olduğunu, daha sonra da muhtemelen aldığı uyarıdan sonra  bu açıklamasını geri çektiğini, bu durumun Ak Parti’nin çoraklaşan yapısını ortaya çıkardığını söylemişti.

KOCADELİOĞLU’NDAN CEVAP
Ak Parti Kastamonu yönetim kurulu üyesi Osman Kocadelioğlu ise Hikmet Erbilgin’in Tahsin Babaş hakkında ortaya attığı iddialara cevap verdi.

“Sayın Tahsin Babaş’ı kısır çekişmeler içerisine çekmek isteyenlere müsaade etmeyeceğiz” diye sözlerine başlayan Kocadelioğlu; “CHP İl Başkanı tarafından bundan önce ki siyasi süreçlerde olduğu gibi dün de mesnetsiz ve gerçek dışı bir açıklama kamuoyuyla paylaşılmıştır. Siyasi ahlaktan uzak, gerçek dışı söylentilerle ve bir mağlubiyet daha tatma korkusuyla kaleme alınmış açıklama CHP İl Başkanı Sayın Hikmet Erbilgin’in hayal dünyasını da gözler önüne sermiştir. Kastamonu siyaseti adına utanç verici olan bu açıklamada Kastamonu’muzun AK Belediyecilik ile tanıştığı günden bu tarafa yaptığı yatırımlar, Sayın Erbilgin tarafından CHP seçim vaadi olarak açıklanmıştır.

Bugün Kastamonu genelinde mevcut belediye başkanlarımızın aday adaylığı hariç, 52 belediye başkan aday adayı Partimize müracaat etmiştir. Siyasi çoraklıktan bahseden Sayın Erbilgin’in partisine dönüp bir bakması şiddetli tavsiyemizdir. Sayın Erbilgin partinizin aday adaylık başvurusu sayısı kaçtır? Aday adaylık başvurusu almadan CHP Genel Merkezi tarafından ilçelere yapılan direkt atamalardan haberi yok mudur? Aday bulamayıp ithal aday arayışında oldukları aşikardır, Sayın Erbilgin, siyasi bir çoraklaşma arıyorsa kendi partisine bakmalıdır!” diye konuştu.

FISILTI SİYASETİ
Kocadelioğlu ayrıca, “Söylenti ve Fısıltı kelimelerini kullanarak siyaset yapanların ciddiye alınacak bir yanı yoktur, olamazda. Bugüne kadar ‘Söylenti’ ve ‘Fısıltı’ kelimeleriyle siyaset yaparak dedikodu furyasının başını çekmeye çalışanlar keşke Kastamonumuz için ürettikleri projeleri açıklasa ve memleketimiz için hep birlikte hizmet üretsek, proje üretsek. ‘Çamur at izi kalsın’ siyaseti eski Türkiye’nin ve eski Türkiye’de takılı kalmışların siyasetidir” diye konuştu.

[apsl-login-lite login_text=’Social Connection’]

Okumaya Devam Edin

KÜLTÜR SANAT

Hababam sınıfını yazdı ama!

Rıfat Ilgaz’ın oğlundan yıllar sonra gelen itiraf – “Babam Hababam Sınıfı’nı izlemek istemezdi. ‘Kapatın şunu’ derdi”

Rıfat Ilgaz’ın oğlundan yıllar sonra gelen itiraf
Hababam Sınıfı’nın yazarı Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz, “Önceleri Hababam Sınıfı filminin başında babamın adı yoktu. Babam Hababam Sınıfı’nı izlemek istemezdi. ‘Kapatın şunu’ derdi. İsmi olmadığı için canı sıkılırdı” dedi.

Edirne Kitap Fuarında babası Rıfat Ilgaz hakkında bilinmeyenleri anlatan Aydın Ilgaz, “Babam 1993 yılında vefat etti. Hababam Sınıfı babamın bir öğretmen olarak tezidir aslında. Kötü öğretmen, kötü veli yoktur, kötü öğrenci yoktur. Kötü öğretim sistemi vardır. Babam Hababam Sınıfı’nda öğretmene kel dediği için sansürden geçmedi zamanında. Onu Mahmut Hoca yaptı. Mahmut Hoca okulda Tarık Akan’ın çocuğuna baktı. Bir lise öğrencisi okula çocuğunu getirdi. Bu Türkiye değil, dünyada yanlış bir şeydir. Bu çocuğa sadece Hafize Ana değil, okul yönetimi birlikte baktı. Ben bunu eleştirdiğim zaman işin şakası diyorlar” dedi.

Hababam Sınıfı kitabında aslında Damat Ferit karakterinin olmadığını ifade eden Ilgaz, “Damat Ferih Osmanlı Devleti’nde sevilmeyen bir isimdir. Bu ismi topluma alıştırmak ayrı bir iştir. Aslında Tarık Akan isimden dolayı istediği işleri yapmamaktan rahatsız olduğunu söylerken Tarık yıllar sonra babamın Karartma Geceleri filminde çeşitli ülkelerden 12 ödül almıştır. Babam ona ‘Niye kitapta olmayan rolü oynuyorsun?’ diye sorunca, ‘Hocam kitabı okumadım’ demiştir. Babam, ‘O zaman sen sanatçı değilsin’ demiştir. Ne zaman Karartma Geceleri filminin galasında Tarık geldi babama sordu. ‘Hocam oldu mu?’ diye. Babam, ‘Sen şimdi gerçek sanatçı oldun’ dedi. O günden beri biz Tarık ile can ciğeriz” şeklinde konuştu.

“Anlaşmada bir film vardı”
Hababam Sınıfı’nın bir film için anlaşıldığını belirten Ilgaz, “Babamın zamanında bir film yapılmak için çıkıldı yola. Anlaşmada öyledir. O zamanlarda İstanbul’da Türk filmleri çok gösterilmezdi. Babam filmin gerçeği yansıtması gerektiğini savunurdu. Toplumcu film olması gerektiğini savunurdu. Hababam Sınıfı’nda bunu yaptı. Toplu bir sınıf. Karakterler Türkiye’nin her tarafından gelmiştir. Ama bir sınıftadırlar. Birlikte kopya çekerler, birlikte yemek yerler ve uyurlar” dedi.

“Kısmen benden de etkilendi”
Babasının kendi okul yaşamından etkilendiğini ifade eden Ilgaz, “Ben Kabataş Lisesinde okudum. Bizim Beden Eğitimi öğretmenimiz Bacak İsmail’di. Hababam Sınıfı’nda Badi Ekrem. ‘Ama baba sen benim dediğim gibi yazmadın’ deyince bana ‘Hadi oradan’ derdi. Babam kısmen benden etkilendi, Hababam Sınıfı’nda. Babam bana bazen derste ne yaptığımızı sorardı. Ben de Tarih öğretmenimizi omzumuza aldığımızı söylerdim” ifadelerini kaydetti..

“Babam Güdük Necmi karakterinde kendini anlattı”
Babasının kendisini Güdük Necmi karakterinde anlattığını belirten Ilgaz, “Öküz Ahmet, babamın Safranbolu’da bir öğrencisi. İnek Şaban karakteri aslında Öküz Ahmet. Kel Mahmut karakterinin gerçekte evine gittik. Aslında kel değil. Aksine saçları çok gürdü. Babam kendisini Güdük Necmi karakterinde anlattı.
Babasının yatılı okuduğunu kaydeden Ilgaz, “Babam, Kastamonu Muallim Mektebi’nde yatılı okumuş. Yatılı yaşamını Hababam Sınıfı’nda kaleme almış” diye konuştu.

“Hababam Sınıfı’nı izlemek istemezdi”
Son olarak babasının Hababam Sınıfı’nı izlememe nedenini açıklayan Ilgaz, “Önceleri Hababam Sınıfı filminin başında babamın adı yoktu. Babam Hababam Sınıfı’nı izlemek istemezdi. Kapatın şunu’ derdi. İsmi olmadığı için canı sıkılırdı. Daha sonra mahkeme kararıyla biz kasetlere, filmlere babamın ismini yazdırmayı başardık” dedi.

Okumaya Devam Edin

ASAYİŞ

Emniyetin mahrem imamına 9 yıl hapis

Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında yargılanan emniyet mahrem imamı olduğu iddia edilen sanık, 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kastamonu / Asayiş - 21.11.2018

Kastamonu’da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında örgütün okullarında öğretmenlik yaptığı ve emniyet mahrem imamı olduğu iddia edilen Ali K. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde “silahlı terör örgütü üyesi” olduğu gerekçesiyle dava açıldı.

Tutuklu yargılanan sanık Ali K, duruşmadaki savunmasında önceki duruşmalardaki ifadelerini tekrarladığını belirterek, suçsuz olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti, Kastamonu’nun sözde “emniyet mahrem imamı” olduğu iddiası nedeniyle sanığı 9 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Okumaya Devam Edin

Öne Çıkanlar