Gelecekte bizi hangi teknolojiler bekliyor? İnsanlık yeni nesil teknolojilerle kontrol altına mı alınıyor? Yoksa işsiz mi kalacağız? Bu dönüşümde Türkiye ne gibi rol üstlenecek? Berlin’de düzenlenen uluslararası tüketici elektroniği fuarı IFA bütün bu soruların cevabını bulmak için inanılmaz sürpriz yaptı. Dünyaca ünlü İngiliz fütürist Dr. Ian Pearson ile yollarımız Beko standında kesişti. Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu ile geleceğin teknolojileri üzerine bir sunum yapan Ian Pearson ile toplantı sonrası konuşma imkânı bulduk. Açıkçası benim gibi teknolojinin karanlık tarafına odaklananları rahatlatacak açıklamalarda bulundu Pearson. Pearson’a göre teknolojiye erişimde zengin fakir ayrımı kalkacak. Teknolojiyle birlikte sosyalleşme daha da artacak. Silikon Vadisi ise yerini Türkiye gibi ülkelerden çıkacak girişimlere bırakacak.
TEKNOLOJİ İNSANLARI SÖMÜRMESİN DİYE ETİK KURULLAR OLUŞTURULUYOR
*10-15 yıl sonrasını düşünürsek, teknolojiler hayatımızda ne kadar yer edinecek?
Dünyanın çoğu teknolojiye erişim sahibi olacak. Çünkü görüyoruz ki teknolojinin maliyeti hızla düşmekte. Bu IT’nin herhangi bir dalı için de geçerli. Belki arada 3-4 yıl fark oluyor. Yani zenginlerin teknolojiyi kullanmaya başlamasıyla yoksulların kullanmaya başlaması arasında erişim anlamında bir gecikme olabiliyor. Ama yine de herkes kullanacak diye düşünüyorum. Çünkü dünya genel olarak daha zenginleşiyor. Ve artık aşırı yoksulluk içerisinde yaşayan kişi sayısı daha az. O yüzden 10 yıl içerisinde herkesin teknolojiye erişimi olur diye düşünüyorum.
*Teknolojinin iyi yanlarının yanı sıra karanlık bir tarafı da var. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Elbette teknolojinin hem olumlu hem de olumsuz yanları var. Ama bana sorarsanız olumlu yanları daha fazla. Yapay zekâ anlamında IT şirketleri etik komiteler kurmaya başladılar. Böyle şeyler olmasın diye. Teknolojinin insanları sömürmemesi, baskı altına almaması için çalışıyorlar. Bunlardan en güzel örneklerden biri Beko. Beko etik bir temelde insanların hayat kalitesini desteklemeye çalışıyor. Elbette karanlık yüzü de ihtimal dâhilinde. Ancak mühendisler ürün geliştirirken bu konuya dikkat edip direnç gösteriyor.
*Bazı Avrupa ülkelerinde şirketler çalışanlarına çip takıyor. Etik anlamda bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben mesela kendime hayatta çip taktırmam. Zaten bu çok eski bir teknoloji. 2001 yılında ben “aktif deri teknolojisi” diye bir teknoloji geliştirdim. Deri yüzeyine görünmeyecek kadar küçük elektronik cihaz yerleştirdim. Medikal kullanımı olan, fitnes yaptığınızda bilgi verebilecek bir şeydi. Ama mikroskopik teknolojiler hayatımızda artık. Çip 20. yüzyılda kaldı. 21. yüzyılın teknolojisi değil. O anlamda kadük bir teknoloji. Ama insanların çip takmaya zorlanması etik değil tabi. Mesela benim evde beslediğim kedide çip var ama insanlara çip takılmasını etik bulmuyorum. İnsan haysiyetine, onuruna aykırı. Ama eğer çip taktıracağım diyorsan o zaman kol saatine taktır. Niçin illa vücuduna takıyorsun ki? Bu insanları nesneleştirmek manasına gelir.
*Sürekli akıllı şehirlerden bahsediyoruz. Firmalar da bu konuda ciddi çalışmalar yapıyor. Bu alanda gelecekte bizi bekleyen yeni teknolojiler neler?
Bunun en güzel örneği kendi kendine giden otonom sürüşlü araçlar olur herhâlde. Sürücüsüz otomobiller akıllı şehirlerin çok önemli bir parçası olacak. Düşünün ki araç kapının önünden sizi alıp gideceğiniz yere kadar götürecek. Bu sizin sosyal hayata daha fazla katılmanız anlamına geliyor. Diyelim ki yaşlı bir insanın otobüs durağına 2 km yürümesi gerekiyor. Ama artık buna gerek kalmayacak. Araba onu kapısının önünden alacak. Bu şekilde insanlar siyasi ve sosyal aktivitelere katılabilecek. Hayat kalitesini artıracak.
MARS’A GİTMEK İÇİN DAHA 25 YIL VAR
*Üzerinde çalıştığınız teknolojiler var mı?
Pek çok alanda her gün çalışıyorum. Uzay teknolojileri bunlarda biri. Mesela Mars’a nasıl gidilir? Bunun için yeni teknolojiler geliştiriyoruz ama oraya gitmemiz için daha 25-30 yılımız var. Ayrıca materyal teknolojisi, kendi kendini temizleyen yüzeyler ve moda teknolojileri gibi pek çok konuda her gün kafa yoruyoruz.
*Artırılmış gerçeklik, yapay zekâ vs. bir yandan insanların hayatını kolaylaştırırken aynı zamanda insanları sosyalleşmekten de alıkoyuyor. Filmlerde de görüyoruz, insanlar evlerine kapanıp farklı dünyalarda yaşamaya başlıyorlar. Bu konuda ne dersiniz?
Evet, cep telefonu ve tablet bizi izole etti ama ben bunların geçici olduğunu düşünüyorum. Ancak otonom araçlar ve yapay zekâ bunlar aslında bizi ekrana yapışmaktan kurtaran, özgürleştiren şeyler. Aslında bunlar yeni istihdam alanları da doğruyor. İdari kâğıt işleri, dosyaları bilgisayara yükleme işini yapay zekâya yaptırıyorsunuz. Böylece insanların etkileşim kuracak vakti oluyor. Teknolojinin gelişmesi aynı zamanda teknolojiyi daha da insancıl hâle getiriyor. Bu anlamda Türkiye’de bir rol oynayabilir. Çünkü şimdiye kadar teknoloji dediğiniz şey Silikon Vadisi devrimiydi. Ama Silikon Vadisi’ndeki insanlar insani becerilerde dünyanın diğer başka yerlerindeki kişilerden daha yetenekli daha donanımlı filan değil. Demek istediğim şu: Artık top bilgisayarın başından kalkmayan tiplerin yerine sıradan dünyanın bambaşka yerlerindeki sıradan insanlara geçiyor.
*Yani yeni teknolojiler Anadolu’dan mı çıkacak?
Evet tam da demek istediğim bu. Yeni teknoloji Anadolu’nun herhangi bir köyünden çıkabilecek. Yapay zekâ araştırmayı ve bilim kısmını üstlenecek. Sıradan insanlar ise kendi muhitlerinde ne gerekiyor, orada yaşayan insanlara ne lazım kendisi en iyi bileceği için onlar bunu düşünüp yapacaklar. İşini külfeti robotlara, yapay zekaya kalacak. Ama insanlar birbirine yardım edecekler, bu konuda bir şeyler gerçekleştirecek.
İĞNENİN KONUMU BİLE TESPİT EDİLECEK
Lokasyon teknolojileri gelecekte kilit rol üstlenecek. Konum nokta atışı olarak belirlenebilecek. Bu, robotik teknolojiler açısından da çok önemli. Veya yemek pişirme teknolojileri açısından diyelim. Mutfakta bir şeyin yerini milimetrik olarak tespit edebileceksiniz. Pek çok yeni hizmetleri beraberinde getirecek. Bunu artırılmış gerçeklikle bağlayabilirsiniz. Bu şekilde drone’ların gün gelip de bizim mutfaklarımızda temizlik yaptığında nere, nerede, hangi yüzey silinecek, tespit edilmeyi kolaylaştıracak.
KİMDİR?
Dr. Ian Pearson, 27 yıldır teknoloji, iş, toplum, politika ve çevre alanındaki gelişmeleri yakından takip ediyor ve geleceğe yönelik tahminlerde bulunuyor. Havacılık, sibernetik, elektronik, kozmetik alanında çalışmalar yapan Pearson’ın mesajlaşma, kontak lens, otonom sürüş ve uzay yolculuğu alanında 1.800’den fazla buluşu var. Bugüne kadar 8 kitap yazan Pearson aynı zamanda İngiliz Bilgisayar Topluluğu, Dünya Sanat ve Bilim Akademisi ile Dünya İnovasyon Vakfı Üyesi.